21 Ekim 2018
Kayseri Cumhuriyet Meydanında, Doğu Türkistan'da yaşanan insanlık dışı uygulamaları duyurmak ve kamuoyu oluşturmak adına, Doğu Türkistan'da ki işkence haneleri temsilen kafesli bir eylem ve akabinde basın açıklaması düzenledik. Derneğimiz adına basın açıklamasını dernek Genel Sekreterimiz Mehmet KALABALIK gerçekleştirdi.
Mehmet Kalabalık açıklamasında şunları kaydetti;
"Aziz Türk Milleti!
İnsan hakları palavralarının iş Müslüman Türk’e geldiğinde anlamını yitirdiği günleri yaşıyoruz. Son dönemde Müslüman Uygur Türklerine karşı baskısını artıran Çin, Doğu Türkistan’da büyük bir insanlık vahşeti sergilemektedir. Müslüman Uygur Türklerinin her türlü dini milli kültür ve anenelerini zorbalıkla yok etmektedir. Eğitim kampları adı altında gerçekleştirilen asimilasyon kamplarında Müslüman Uygur halkı insanlık dışı eziyet ve zulümlere maruz bırakılmaktadır. Evlerinden alınan Uygur erkekleri keyfi tutuklamalar ve ehlîleştirme bahaneleriyle bu kamplarda alıkonulmaktadır ve birçoğundan haber alınamamaktadır. Kamplara alınan Uygur Türklerine eziyet ve işkencelerin yanında onların dini ve milli benliklerini yok etmek amacıyla zorunlu fikri baskı uygulanmaktadır. Evlerinden erkekleri alınan Doğu Türkistanlı bacılarımızın yanına “kardeş aile projesi” adı altında Çinli erkekler yerleştirilmektedir. Evlenme çağına gelmiş her biri iffet timsali Müslüman Uygur kızları zorunlu çalışma bölgelerine gönderilmekte burada masaj salonları, kumarhaneler, meyhaneler ve otellerde zorla çalıştırılmaktadır. Bir kısmı ise Çinli erkeklerle zorla evlendirilmekte buna tahammül göstermeyen Uygur Türkü bacılarımız Türkiye’deki âlimlerden intihar için fetva sorar hale gelmiştir. Her türlü dini milli sembole karşı savaş başlatan Çin idaresinde cami, namaz, oruç, tesettür gibi dini vecibelerin adını dahi anmak korkulacak hale gelmiştir. Doğu Türkistan bugün adeta bir açık hava hapishanesi haline dönüştürülmüştür. İşkencesiyle meşhur olmuş alçak Çin yönetimi bugün 2 milyona yakın Müslüman Türkü cezaevlerinde tutmaktadır. Adi Çin yönetimi katliam, idam, sürgün ve asimilasyon çalışmalarıyla 30 milyon Uygur Türkünü topyekûn yok etme kararlığındadır. Abdülkerim Saltuk Buğra Han’ın, Kaşgarlı Mahmut’un yurdu kâfir elinde inim inim inlemektedir. Tek dişi kalmış canavar parantezine aldığımız batı yani Birleşmiş Milletler bile kirli emellerine alet etmek üzere olsa bile Can Doğu Türkistan’ımızda yaşananları dile getirirken, Merhum İsa Yusuf Alptekin tarafından Türk Milletine ve Türk Devletine emanet edilmiş bu davaya yönelik Türk devleti tarafından son dönemde hiçbir tepki verilmemesi ve Doğu Türkistan Davası üzerine adeta konuşmamak üzere yeminlenmiş bir tavır sergilemesi bizleri derinden üzmektedir. Yukarda bahsettiğimiz acı olayların devamının gelmemesi için Uluslar Arası Af Örgütünün ve İnsan Hakları İzleme Komitesinin hiçbir siyasi ve iktisadi hesap gütmeden bölgeye yoğunlaşmasını talep ediyoruz. Ve ülkemizde Doğu Türkistan Davası’nın devlet politikası haline dönüştürülmesi gerekliğini arz ediyoruz. Başta Türkiye Cumhuriyeti Devleti olmak üzere Türk ve İslam devletlerinin, İslam işbirliği teşkilatının bu zulme dur demek için harekete geçmesi gerektiğine inanıyoruz ve bunu talep ediyoruz.
Ve bütün bu gerekliliklerin yerine getirilmesi adına Yüce Türk Milletine sesleniyoruz, “Üstte mavi gök mü çöktü ki, Altta yağız yer mi delindi ki, örfün tören bozuldu gardaşına yapılan bu zulme sessiz kalır oldun. Doğu Türkistan, zulüm gören başka Müslüman coğrafyalar kadar hassasiyet gösterilmeyi hak etmektedir. Uygur kardeşlerimizle aramızdaki mesafe ne kadar uzaksa gönüllerimiz o ölçüde yakındır. Ve bizim kalbimiz Doğu Türkistanlı kardeşlerimizle beraber atmaktadır.
Allah Türkiye Türklüğünün din ve kan kardeşlerine olan ilgisini kavi kılsın.
Al bayraktan gök bayrağa selam olsun.
Tanrı Türk’ü korusun ve yüceltsin.”
